Bir kenarda etrafı gözleyen eski bir denizci geçmişte yaşadığı benzer olayları hatırladı. Kaptana isyan edip gemiyi ele geçirenler birkaç saat sonra bir botun gemiye yanaştığını, başka bir gemiden gönderilen bir kaptanın geminin yönetimini devraldığını gördüler. Yeni kaptan farklı bir rota çizmiş ve bu yolun daha iyi yerlere götüreceğini söylemişti. Yolcular daha önce kendilerine söylenmeyen hatta akıllarından bile geçirmedikleri bir yere doğru yol aldı.
Eski denizci gemideki olayları görünce şaşırmadı ama bu defa kaptanın kim olacağını kestiremiyordu. Eskiden isyan sadece kaptana yönelik olur ama gemi mürettebatının çoğu görevlerini sürdürürdü. Şimdi geminin kaptanına bu personelle gidilemeyeceği, yepyeni bir kadronun kurulması gerektiği söyleniyordu. Yani isyan kaptana değil tayfaya yönelikti.
Türkiye’nin durumu bu gemiyi andırıyor. Eğer ülkemiz için dünyada yeni bir yer ve rol belirlenmişse kurumların bu yeni rolle uyumlu olması kaçınılmazdı. Geçmişte çok farklı şartlar için eğitilen, günümüzle uyum sağlayamayan değerlere sahip bir bürokrat kadroya sahipsek onlara yeni dünyayı anlatmak ve birlikte hareket etmek en doğru yoldu ama bir odak bu kadronun tamamen tasfiyesini ve yerine yenisinin kurulmasını istiyordu. Aslında bu iktidarı Dimyat’ın pirinciyle kandırıp eldeki bulgurdan mahrum etmeye benziyordu. Daha açık bir ifadeyle iktidarı ordu ile çatışmaya itmek ve bunu demokrasinin bir gereği saymak ilerde iktidarı çaresiz bırakabilir.
Ordu aleyhtarı yayınların arasına birkaç gönül alıcı söz sıkıştırıp ithamların en ağırını yapmak kimseyi kandırmaz. Bu kadar yoğun eleştiriler karşıdakini değiştirmek bir yana saflarını sıklaştırmaya ve savunmaya iter.
Kaldı ki bir düşünceyi değiştirmenin en iyi yolu karşıdakini acımasızca eleştirmek, itham etmek, değersizmiş gibi göstermek değildir. Doğru olanı gösterirsiniz yanlışı bulup terk etmeyi ona bırakırsınız. Değişimin onun için mücadeleyi kaybetmek, değersizliğinin göstergesi saymak değil bir kazanım olduğu duygusu yaratılmalıdır.
Türkiye’de siyaset bir mücadele olarak algılandığı için kazanan kahraman olmuş ama tüm kahramanlar kaybettikleri zaman değersiz ilan edilmiştir. Doğru yolda olduğunuzu anlamanın tek yolu nöbeti devredenleri değerli sayılmasıdır. Oysa izlenen yolun doğru olduğu eskinin yanlış olmasıyla kanıtlanıyor. Birbirinden farklı olsa bile hepsinin değerli sayıldığı zamanı hasretle bekliyorum.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle