Dün Boşandığı eşinden şiddet görmesi nedeniyle partisi, Bakanlık, Valilik ve
medya tarafından büyük ilgi gören ve kendisine koruma verilen AKP Milletvekili
Fatma Salman ve eşinden şiddet gören sade vatandaşlar arasındaki farkı
yazmıştım..
Sade vatandaş kadınların dayaktan, işkenceden, psikolojik
şiddet sayılan hakaretten, bıçakla dilim dilim doğranmaktan kurtulamadığını,
çocukları perişan halde kalırken kendilerinin de ya hastanelerde tepeden
tırnağa sargılar içinde kaldığını veya mezara gittiğini, bunu yapan erkeklerin
ise serbest bırakıldığını anlatmıştım.
ŞİDDET KESİNLEŞMİŞ
AMA..
Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Fatma Şahin Milletvekili olsun
olmasın biz şiddet gören tüm kadınlara aynı şekilde yaklaşıyoruz. Şiddet gördüğü
mahkeme tarafından kesinleşirse koruma veriliyor dedi ama durumun öyle olmadığı
koruma verilmediği için bugüne kadar hayatını kaybeden kadın örnekleriyle
ortada.
Son örnek Vanda öğretmenlik yaparken tanıştığı bir erkekten
aldığı ölüm tehditleri sonrasında öldürülen Gülşah Aktürk.. Bu haberleri okuyup
geçemeyiz, o kadın gencecik yaşında öldürüldü ama gözlerinin önünde kızlarını
bir cinayetle kaybeden ailesi her gün ölüyor ve bu azapları yaşadıkça
sürecek..
Tehditler nedeniyle mahkeme adama 6 ay yaklaşma yasağı
koyduğuna göre şiddet kesinleşmiş. Ölüm tehdidi altındaki öğretmen ailesiyle
(yaşadıkları paniği düşünün ki anne-baba kızlarıyla beraber çare bulmaya
koşuyor) birlikte koruma istemek üzere Valiyi görmeye gitmiş.
ÖLÜM
HAKMIŞ!
Olayı öldürülen Gülşah Aktürk dilekçesinde kendisi
anlatıyor; Vali görüşmeyerek Vali Yardımcısına göndermiş. Vali Yardımcısı ise
En kötü ihtimal öleceğini (sanki bu pek de kötü ihtimal değilmiş gibi,
Allahım bize de sabır ver), ölümün hak olduğunu, istifa edebileceğini
(saçmalığa, insafsızlığa bak), yanında biber gazı ile gezmesi gerektiğini
söylüyor.
Bu rezaletle yetinmiyor, sanki tanıştığınız anda
karşınızdakinin geçmişini, geleceğini, neler yapabileceğini anlamak mümkünmüş
gibi ve kendisinin insanları seçimlerinden dolayı yargılama hakkı varmış gibi;
Böyle abuk sabuk insanlarla arkadaş olan kızlarımızda hata diyerek zaten baskı
ve korku içindeki Gülşah öğretmeni suçluyor.
Bu laftan sonra kocaları
tarafından öldürülen kadınlara nasıl bir açıklama getirecek acaba? Böyle abuk
sabuk insanlarla evlenende kabahat mi diyecek?
Gülşah Aktürk bakmış ki
Ağrıda korunamayacak kalkıp ailesinin yanına Konyaya kaçmış ama caniden yine
de kurtulamamış. Yazdığı dilekçede görev yerinin değişmesini istediği,
öldürülürse Van Valisi, Yardımcısı ve Van Milli Eğitim Müdürlüğünün sorumlu
olduğu ve sanığın tutuklanmasını talep ettiği de var.
Sonradan Van
Valiliği Gereken yapılmıştı, bazı basın organlarının Valiliği ve Milli Eğitim
Müdürlüğünü zan altında bırakan açıklamaları doğru değildir gibi bir açıklama
yaptı, iyi de öldürülen öğretmenin gerekenin yapılmadığını anlatan dilekçesi
ortada, gereken yapılmadığı için sonunda öldürüldüğü de ortada, neyi
anlatıyorsunuz?
Bu dehşet verici ihmal sonunda gencecik bir öğretmen
hayatını kaybetti.. Milletvekili Fatma Salmana gösterilen özen (ki gereken
budur) aynı tehdit altındaki diğer kadınlara, ülkenin yetişmiş bir öğretmenine
gösterilseydi, Gülşah Aktürk bugün hayatta, onu öldüreceğini açıkça söyleyen
adam ise en az 20 yıl hapis istemiyle hapiste olurdu.
NEDEN KORUMA
VERİLMEDİ?
Şimdi.. BİN TANE YAZILI AÇIKLAMA yapsalar da; kendilerine
öldürüleceğine dair dilekçe veren ve koruma talep eden öğretmene acilen koruma
vermeyen Van Valisi, Yardımcısı, durumu öncelikle bildiği halde öğretmeninden
önce Valilikten bu yardımı istemeyerek kayıtsız kalan Milli Eğitim Müdürlüğü
kesinlikle suçludur.
Gülşah Aktürk ölümü halinde tazminat davası
açmalarını da ailesinden istemiş ve elbette aileye tazminat verilmelidir ama
asıl ceza davasını devletin kendisi açmalı,ölen vatandaşının (hiç değilse
öldükten sonra.. Yazmak bile feci) ve ailesinin hakkını korumalı ve sorumluların
hepsini görevden almalıdır, devlete düşer bu görev!
KADINA ŞİDDETE
ORTAK..
Yapılmadığı takdirde evrensel hukuka göre devlet de suçu,
sorumluluğu paylaşmış sayıldığı gibi, kadına karşı şiddet, kadın cinayetleri ve
diğer suçlar konusunda bir daha devlet görevlilerinin konuşma hakkı da kalmaz.
Öyle ya, bir yandan teşvik eder gibi tüm suçluları serbest bırakan mahkemeler,
bir yandan sorumluları koruyan devlet dururken (çocuk tecavüzcüsü polisler de
emniyet ilçe müdürü yapılıyor), güvenlik butonu gibi ölümü önlemeyecek
tedbirler başlatmanın, şiddet merkezleri kurmanın ne yararı
olacak?
Tehdit altındaki kadınlara derhal koruma verilmeli ve suçlular en
ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Başka çözümü yoktur bunun. Bakalım daha kaç
yıl tekrarladıktan sonra yapacaklar!
http://haber.gazetevatan.com/Haber/498234/1/Gundem
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle